EKONOMİSTLERİN DÜŞÜ,EKOLOJİSTLERİN KABUSU
|
KANAL İSTANBUL
|
buy naltrexone without prescription buy generic naltrexone online click here Kamuoyunda, “Çılgın Proje” olarak bilinen, Kanal İstanbul’un yeri resmi olarak kesinleşti. Bu proje, Kanuni Sultan Süleyman zamanından bu yana yüzlerce yıllık bir hayalin gerçekleşmesi anlamına geliyor. Projenin gerçekleşmesi halinde, İstanbul’da, sosyolojiden ekolojiye ve demografiye kadar pek çok alan etkilenecek. Bu nedenle Parola Dergisi olarak biz de, bu ayki sayımızda, Kanal İstanbul Projesi’ni mercek altına aldık.
Geçen yıl, dönemin başbakanı, Recep Tayyip Erdoğan tarafından kamuoyuna “ Çılgın Proje” olarak lanse edilen, Kanal İstanbul Projesi’nin yeri resmi olarak kesinleşti. Proje, Küçükçekmece Gölü’nden başlayıp Sazlıdere üzerinden geçerek Terkos Gölü’nün doğusundan Karadeniz’e ulaşacak.
Avrupa yakasında bir ada oluşumuna yol açacak olan Kanal İstanbul’un, 2023 tarihine kadar tamamlanması öngörülüyor.
Proje, gerçekleşmesi durumunda, birçok yeniliği de beraberinde getirecek.
İSTANBUL BOĞAZI’NDAKİ GEMİ TRAFİĞİNİ RAHATLATACAK
25 metre derinliğinde, 150 metre genişliğinde olacak. 6 bin 865 hektar alan üzerinde kurulması planlanan Kanal İstanbul’un en önemli amaçlarının başında İstanbul Boğazı’ndaki trafiği rahatlatmak geliyor. İstanbul Boğazı'ndan yılda ortalama 56 bin gemi geçiş yapıyor. Bu gemilerin çoğu, tonlarca tehlikeli kimyasal madde taşıyor. Bu nedenle, Boğaz trafiğinin rahatlaması kaza riskini azaltacağı için İstanbul halkına da rahat bir nefes aldıracaktır.
İSTİMLAK VE KAMULAŞTIRMA ÇALIŞMALARI YAPILACAK
Kanal ile ilgili, en önemli istimlak ve kamulaştırma çalışması, Küçükçekmece Gölü ile Sazlıdere Barajı arasında kalan Başakşehir İlçesi'nin, Altıntepe, Güvercintepe ve Şahintepe mahallelerinde gerçekleşecek.
Kanalın geçeceği köylerin Karadeniz'e yakın olanlarının çoğu orman köyü ve arazilerinin büyük bir kısmı da Hazine arazisi. Mevcut imarlı arazilerin ise çoğu yakın bir geçmişte el değiştirmiş. Bu nedenle uzmanlar, arazi almak isteyenlerin son derece dikkatli olması gerektiğini hatırlatıyorlar.
40 KÖYÜN KADERİ DEĞİŞECEK
Projenin uygulanması halinde, güzergahında yer alan40'a yakın köyün büyük bir kısmında kalkınma gerçekleşecek.
Bölgeyle ilgili İstanbul Büyükşehir Belediyesi(İBB) tarafından hazırlanan 1/100 binlik plan, dikkate alındığında, Çeltik , Danamandıra, Gümüşyaka, Değirmenköy, Alipaşa, Büyükçavuşlu, Sayalar, Sinekli, Karamandere, Karacaköy en çok prim yapacak köyler arasında görülüyor.
DEPREM RİSKİ OLAN İLÇELER TAŞINACAK VE İKİ YENİ ŞEHİR KURULACAK
Gaziosmanpaşa, Küçükçekmece ,Zeytinburnu, Bakırköy, Bağcılar, Esenler, Güngören, bölgeleri kentsel dönüşüm alanı olarak kaldığı için Arnavutköy ve Kemerburgaz’da yeni şehirler oluşacak. Küçükçekmece’den başlayıp, Başakşehir’den geçecek alana 44 bin 442 dönüm araziye “Rezerv Alanı 1″ kurulacak. İkinci şehir ise Arnavutköy Bölgesi’nde 280 bin 29 dönüm arazi üzerinde yer alacak.
İstanbul’un yeni ilçesi Arnavutköy, Kanal İstanbul ve iki yeni şehir projelerinin açıklanması ile birlikte arsa spekülatörlerinin gözde alanlarından biri oldu. Arnavutköy'e bağlı belde ve köylerde çok sayıda imarlı arsa bulunuyor. Aldıkları arsaların imara açılmasını beklemeyi göze alanlar ise, tarla yatırımı yapıyor. Bu nedenle bölgede, arsa fiyatları sürekli olarak artıyor.
Konunun uzmanları ise yatırımcıları, Kanal İstanbul projesiyle artmaya başlayan arsa fiyatları konusunda uyarıyor ve “ Özellikle, Silivri'deki arsalar yıllık zaten yüzde 30 oranında değerleniyor. Gerçek değer de budur. Herkesin buna göre hareket etmesinde yarar var. Kimsenin spekülatörlere aldanmaması gerekir,” diyorlar.
CAZİBE ALANLARI , EMLAKTAKİ CAZİBEYİ DE ARTTIRACAK
Kanalın etrafında uluslararası cazibe merkezi olması amacıyla, dev bir ileri teknoloji üssü, dünyanın en büyük golf sahası, ticaret, konut, üniversitenin yanı sıra, kruvaziyer limanı da kurulacak.
Kanal üzerine inşa edilecek köprülerle, kara ve demir yolu ulaşımı kesintisiz sağlanacak. 3'üncü köprünün bağlantı yolları da bu kanalın üzerinden geçecek. Kanal İstanbul'un etrafında kongre-fuar merkezi, kültür merkezleri, spor kompleksleri ve yaşam alanları oluşturulacak. Ayrıca yıllık 60 milyon kapasiteli bir havalimanı da inşa edilecek.
Tüm bunlar bölgedeki emlak fiyatlarını yükseltecek.
3. HAVA ALANI DÜNYANIN EN BÜYÜK YOLCU KAPASİTESİNE SAHİP OLACAK
2021 yılında tamamlanması planlanan, İstanbul’un, 3. Havaalanı, dünyanın en büyük yolcu kapasitesine sahip olacak ve İstanbul'a yılda 150 milyon yolcu getirecek.
KANAL İSTANBUL İSTİHDAMI ARTTIRACAK
40 milyar dolara mal olacak proje, bir çok çalışma alanının oluşmasına da imkan sağlayacak. Proje bu yönüyle, binlerce kişiye istihdam olanağı yaratacak.
İSTANBUL’UN KURAKLIK SORUNUNA ÇÖZÜM OLABİLECEK
Proje’de, Sazlıdere Barajı devredışı kalacak. İstanbul’un su ve kuraklık sorununun giderilmesi için Melen Çayı projesine ağırlık verilecek.
KÜÇÜKÇEKMECE GÖLÜ YENİDEN HAYAT BULACAK
Halen kullanılamaz durumda olan Küçükçekmece Gölü islah edilecek. Göl, Kanal İstanbul Projesi ile yeniden hayat bulacak.
ÇEVRECİLER KANAL İSTANBUL'A KARŞI:
PROJE KARADENİZ FLORASINA ZARAR VERİR, MARMARA'YI YOK EDER
Çevrecilerin ve biliminsanları, bu projenin Karadeniz'in 3 bin 500 yıllık florasına zarar göreceği düşüncesinde hem fikirler. Konunun uzmanlarının görüşleri şu şekilde:
-Ekolojik güvenirliliği ve ekolojik boyutu olmayan hiçbir faaliyet kesinlikle ekonomik olamaz. Diğer taraftan bu işlem gerçekleştiğinde iki denizin suyu birbirine karışacak. İki farklı su ekosistemi birbirine karışarak, flora ve faunayı yüzde yüz etkileyecek. Değişik kirlenme nedeniyle Marmara, daha hızlı hızlı bir şekilde yok olacak.Ekolojik yapı yeryüzünde milyarlarca yılda oluşur. Eğer ekolojik ön fizibilite çalışmalarını yapmazsanız, bu olay bittikten sonra başınıza gelecek ekolojik felaketin boyutlarını anlayamazsınız.
-Ekolojik yapıyı değiştireceği muhakkak. Bu proje hayata geçtiğinde hiç kuşkusuz mikroklimatolojiyi de etkileyecektir. Bu da bölgedeki endemik bitkilere, hayvanlara zarar verebilir.
- Marmara, doğuştan solunum zorluğu çeken bir deniz . O'nu kurtaran, Karadeniz 'den gelen ve jet akım halinde Boğaz 'dan Marmara 'ya çıkan ve 25 metrelik üst tabakayı 3 ayda bir değiştiren Karadeniz suyudur. Marmara 'ya oksijen pompalayan ise Çanakkale 'den gelen alt su. Bu proje hiçbir zaman yapılamaz, çünkü sınır aşan sular gibi sınır aşan deniz bu, debisi ile rejimi ile oynayamazsınız. Diğer bazı kanalları örnek göstermek demek, Karadeniz 'in Marmara 'nın oşinografik gerçeklerini bilmemek demektir.
|