Yazdır  
BAHÇEŞEHİR TERÖRÜ LANETLEDİ
28 Haziran Salı akşamı İstanbul Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali otopark alanında g
erçekleşen ve 41 can kaybı, yüzlerce yaralı tablosu ile ülkeyi derinden üzen terör saldırısına sivil halk tepkisi gecikmedi.
Bahçeşehirliler Derneği BADER, 29 Haziran Çarşamba akşamı yapmış basın açıklaması ve ortaya koyduğu kitlesel duruşla teröre sebep yaratanları, alan açanları, çanak tutanları ve korumaya alanları önce deşifre etti, sonra lanetledi.

tylenol and pregnancy side effects

tylenol and pregnancy
DAYANIŞMA GÜZELLİĞİ

BADER'in öncülüğünde koordine edilen buluşmaya CHP Başakşehir İlçe Başkanlığı, başkan Özgür Karabat, meclis üyeleri, ilçe yönetim kurulu üyeleri, gençlik kolları ve kadın kollarından oluşan güçlü bir ekiple dahil olurken, Bahçeşehir Gölet Gönüllüleri, Esenkent Toplu Yapı Yönetim, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Bahçeşehir şubesi, ADD Bahçeşehir şubesi, Bahçeşehir Hakikat Cemevi Kültür Eğitim ve Dayanışma Derneği ve Boğazköylüler Derneği organizasyonun diğer bileşenleriydi. CHP İstanbul İl Başkan Yardımcıları Nurcan Şanlı, Serdar Bayraktar ile Yağmur Geygel de BADER'in güçlü çığlığına destek veren önemli isimlerdi.
Bader Genel Koordinatörü İsmail Acar'ın moderatörlüğünde şekillenen program akışı şehitlere saygı duruşu ile başladı, İstiklal Marşı'nın okunmasıyla doruğa uzandı, alkışlarla kanatlandı, bayraklarla şahlandı.

UĞUR BARIŞ KARABULUT: ''GÜLMEYİ UNUTTUK''
BADER Başkanı Uğur Barış Karabulut tarafından dile getirilen basın açıklamasında çok kritik noktalara vurgular yapıldı. Satır aralarında ifade bulan gerçekler, aslında ülkenin nasıl bir duruma getirildiğinin yansımasıydı;
''Dün yaşanan hain saldırıda hayatını kaybedenler, hangi dil, din, mezhepte olursa olsun şuan aramızda değiller. Sönen ocaklar, gözü yaşlı analar artık gerçeğimiz. 41 ölümüz var. 250'ye yakın yaralımız. Aklımıza gelen ilk cümleler son kırk yıldır kullandığımız cümlelerle hep aynı. Yaslarımız kronikleşti. Acılarımızı yarıştırır duruma geldik. Ateşin koru düştüğü yeri yakıyor, acıtıyor maalesef. Ölenlerin ardından kader, nasip, kısmet denilecek yine. Yakınlarına başsağlığı, gidenlere rahmet mesajları ortalıkta gezinecek. 
Şehit evlerinin dramları, gözyaşları gösterilecek. Ardından bir sonraki acı gün beklenecek.
UYANMA VAKTİ
Ne iktidar savaşı ne de kısır muhalefet yapısının çaresiz döngüsü merhem olmuyor yaralarımıza. 
Bizler, ülkemizin havasını suyunu, ormanını,çimenini savunmadığımız müddetçe acılar da son bulmayacak.
Biz olmaktan başka çıkış yolumuz yok. Yaşadığımız kederler arttıkça, bir sonraki üzüntüyü daha çabuk kabullenir, sürece alışır hale geldik. 
Hukuktan, eğitime, siyasetten, sanata kadar hemen her yaşam noktasında akıl tutulması yaşanıyor. 
Bu ülkeye hepimizin borcu var. Elimizi taşın altına koymalı, koyanları desteklemeliyiz. Çareyi sadece siyasi mekanizmalardan ve sivil toplum kuruluşlarından beklememeliyiz. Yan yana gelmeliyiz.
Dar kalıp çekişmeleri bir tarafa itip, ülke menfaatlerinde birleşerek Mustafa Kemal Atatürk'ün düşünceleri çizgisinde aydınlık yarınları kurmaya yönelmeliyiz. Sözde değil, özde beraber yürüyeceğimiz yarınlara..

ÖZGÜR KARABAT: ''SURUÇ'U, ANKARA'YI, İSTANBUL'U PATLATANLAR MADIMAK'I YAKANLARLA AYNI''
Dün akşam yeni bir bombalı saldırı ile parçalandık. Suruç'ta gencecik evlatlarımıza kıyanlar, Ankara'da onlarca yurttaşımızı bizden alanlar, Madımak'ı yakanlar aynı zihniyetin mensubu güç odakları. Onları çok iyi tanıyoruz. Bugün TBMM'de CHP, HDP ve MHP havalimanında gerçekleşen ürkütücü saldırının araştırılması adına ortaklaşa soru önergesi verdiler. Önerge AKP oylarıyla reddedildi. Demokrasiden, kardeşlikten, insan haklarından, millet sevdasından bahsedenler, katliamların araştırılmasına yanaşmıyor. Acıyı halka bırakıyor. Bilgi edinme hakkımızı elimizden alıyor. Burada kendimizi de sorgulamamız gereken birçok husus var. Yaşanan olayların üzerine güçlü şekilde gidebiliyor muyuz? Ülkemize servis edilen oyunları doğru analiz edebiliyor muyuz? Çözüm için ortak duygu yaratabiliyor muyuz?

MEVLÜT UYSAL İLLEGAL GERİCİ EĞİTİM KURUMLARINA DESTEK VERİYOR
Konunun bir de görünmeyen tarafı var. ZerParola Gazetesi web portalındaki bir köşe yazısında gayet net şekilde anlatılmış, aktarılmış. Başakşehir'de aşırı dinci formatta eğitim veren, kendisini milli bilinç kampları, manevi değerler eğitim programları konseptiyle ifade eden yasa dışı kurumlar var. Buradan sormak istiyorum. Sözü edilen yapıların, organizasyonların resmi kayıtları, çalışma onayları ve yasalara uygun kurumsal altyapıları var mı? İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından kontrole, denetime tabi tutuluyorlar mı? Kaymakamlık bu kanun dışı çalışmalar hakkında resmi işlem yapmış mı? Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, radikal din temelli eğitim verdiğini iddia eden bu tür illegal yapılara neden destek sağlıyor? Neden arka çıkıyor? Yarınların genç Işid sempatizanları, terör uygulayıcıları bu tip odaklardan yetişiyor. 
Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak gerici faaliyet veren organizasyonlara karşı olan hukuk mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Bugün de yarın da, çağdaş ülke, adaletli yönetim biçimi, bilimsel eğitim ve laik, demokratik Türkiye idealimizden asla vazgeçmeyeceğiz.