Yazdır  
EKMEK KEBABI
TAHİR YAVRUCUK

Ekmeği yararsın,arasına tuz,kekik,kimyon,pul biber ve karabiber serpersin.Nefis olur.Ekmek kebabıdır bu.Et lokantası sahibi olan bendeniz arada bir yaparım ve zevkle yerim ekmek kebabını,hatıralarımı katık ederek.

Yetmişli seneler.Taksim,Sıraselviler,Billurcu çıkmazı.Son bahar.Kış kendisini hissettiriyor.Bir arka caddede Huysuz’lu gecelerde klüp 12.Valantino’da Paşa kurulmuş köşesine şafağın sökmesini bekliyor. Seyrine doyum olmaz Cihangirde seyri şafağın.Atiyenin yerinden çıkan sarhoşlar,18 numaradan,4 numaradan çıkan zamparalar!! Tek tek geçiyor önlerinden.Tantan rüzgarı henüz esmemiş İstanbul’da.Billurcu çıkmazında,terk edilmiş eski evin(Bu gün o ev yok.Yerinde açık otopark var.)kapı girintisine sığınmış,o evden söktükleri tahtaları teneke içinde yakarak ısınmaya çalışan dört genç.Savaş açmışlar emperyalistlere,Amerika’ya,Rusya’ya.Tek dertleri memleket. En büyük destekcileri çevredeki randevu evlerinde çalışan kadınlar.Aradabir yemek getiriyorlar’’sizi böyle görünce boğazımızdan geçmedi’’diyerek.Gerçi ekmek kebapları var,ama sıcak yemek iyi gidiyor gecenin ayazında.Ceplerinde para yok.Olsa ,Maça kızına girip çay içecekler,ısınacaklar,içlerini ısıtacaklar.Halbuki adam önünü görmüyor,zom.çek araya al cebindekileri,doyur karnını.Dört gençsiniz!!

Hiç akıllarına gelmiyor böyle şeyler.Biliyorum,biri bendim o gençlerin.

Bu düşünceler bugün geliyor aklıma.Demekki bende asilmişim o günlerde,toplumun büyük çoğunluğu gibi.Bugün bunları düşünebiliyorsam,demekki bende uymuşum genel yozlaşmaya.

O günlere denk gelmişti eşime ‘’istikbalin benim’’demem.Beni reddetmemişti.Reddetseydi?

Hayır ,vurmazdım onu.Canına kıymazdım.Henüz moda değildi kadın öldürmek o zamanlar.O zamanlar,boşanan veya beraberliği reddeden kadınları öldürme hakkını kendinde gören,zavallı,sapık erkek modeli oluşmamıştı.Bu günkü toplum yapısına yakışır ama o günlere yakışmazdı.(randevu evlerinde çalışan o kadınlar aklıma geldikçe,fahişe sözünün lugat anlamının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini düşünüyorum.)

Salı akşamı eve geldiğimde eşimi Seksesnler dizisini seyrederken buldum.Sevmiyorum o diziyi.12 eylülülü hatırlattığı için değil,eksik anlattığı için sevmiyorum.TRT 1 de yayınlandığındanmıdır,nedir,sanki yiyin için halinize şükredin mesajı var gibi geliyor bana,komediyle karışık.Ogünün şartlarında iletişimdeki yetersizlikler,araba sahibi olmanın zorlukları,hastahanelerdeki sorunlar mesaj olarak sürekli iteleniyorlar.Peki,bunlar yanlışmı?Hayır,hepsi doğru.Bu günle kıyaslanınca doğru.Dizide çizilen asker portreside doğru.Ama eksik.

Ben o günlerdeki asil toplumu anlatacak bir ressam arıyorum.Senarist arıyorum,tam bağımsız Türkiye ideali adına canını ortaya koyan insanların hikayesini yazacak.Tablo o zaman tamamlanır belki.Belki’’ Seksenler ‘’ daha iyi anlaşılır bu günkü gençler tarafından.