Yazdır  
AKBELEN'DE SUÇ İŞLENİYOR
Akbelen'deki ağaç katliamı 10.gününü doldurdu.
Çevreciler isyanda, köylüler barikatta.
Türkiye Ormancılar Derneği Başkanı Hüsrev Özkara,
Muğla Valiliği’nin Akbelen Ormanı’na 130 bin ağaç dikileceği açıklamasını eleştirdi.
Özkara;
“Sizin elinizde hazır karbon yutakları görevi gören 60-70-80-90 yaşındaki ağaçlar varken bunun yerine ‘Ben kestiğim miktar kadar dikeceğim’ demek kusura bakmayın aklımızla alay etmektir.
Doğayla dalga geçmektir.'' dedi.
PARİS SÖZLEŞMESİNE UYULMALI
Paris İklim Sözleşmesi önümüzde.
6 Ekim 2021 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde onaylandı.
Burada belirli kriterler, taahhütler, iklim programları yer alıyor.
Sözleşme, küresel ısınmayı sanayi öncesi seviyelere indirerek 1,5 santigrat derece ile sınırlandırmayı hedefliyor.
En kısa sürede sera gazı emisyonlarında kısıtlamaya gidilmesi ilk adım olarak kabul ediliyor.
Anlaşma ile ülkeler iklim krizi ile mücadele etme ve etkilerine uyum sağlama görevini üstleniyor.
Muğla Valiliği iki katı dediğine göre, şu ana kadar 65 bin adet ağacın kesildiği anlaşılıyor.
SERMAYE ELİYLE HALKA ŞİDDET
Akbelen köylülerinin yanı sıra, ülkenin dört yanından gelen çevreciler, aktivistler, doğa katliamına karşı güç birliği içinde direniyor.
Devletin kolluğunu arkasına almış şımarık iki holding, ekolojik dengenin altını üstüne getiriyor.
Halkın üzerine tazyikli su sıkmak nedir?
Biber gazı sıkılmasına kim, neden karar verir?
Ormanı, ağacı savunmak için oraya gelen insanların elinde silah mı var?
Polise, askere taş mı atılıyor?
Arazözler, orman yangınıyla mücadelede kullanılır.
Bu araçların TOMA görevi yoktur.
Yeşili, canlıyı, yaşam alanlarını korumak için mücadele veren insanlara karşı bu şiddet niye?
Yapılanlar tam bir cehalet ve vandalizm örneği.
Anayasanın 169. maddesine göre;
‘Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez.'
Tüm dünya kamuoyunun gözü önünde bir orman alanı yok ediliyor.
Anayasal suç işleniyor.
Üstelik, ülkeyi, toprakları ormanları korumakla görevli polis ve askerlerin himayesinde.
Kimse sessiz kalmamızı beklemesin.