Başakşehir'de trafik çilesi gün geçtikçe artıyor. Yol hakkı anlaşmazlıkları, küfür ve hakaret içeren sürücü tartışmaları, söz atışmaları, fiziksel temasa varan cinnet kavgaları insan psikolojisinin hangi noktaya geldiğini açıkça gösteriyor.
Sabır, anlayış, hoşgörü, nezaket limitleri tükeniyor, silah, sopa, demir çubuk, balta, kesici aletler ve tehlikeli maddelerin karıştığı kavgalar ürkütüyor.
Yaşam stresi, geçim mücadelesi, sevgisizlik, tahammülsüzlük her seferinde üzücü sonuçlara sebep yaratıyor.
CEZALAR YETER Mİ
Trafik magandalarının bu denli artması elbette tesadüf değil.
Süreç, neden sonuç ilişkisi üzerine farklı gündem başlıklarını tartışmaya açıyor.
Aileler, kent içi ulaşım ağında kendilerini ve sevdiklerini güvende hissetmiyor.
Araç önü kesme, camlara yumrukla vurup, şiddet eylemini sürdürme, tehlikeli takip ve bitmeyen öfke her an herkesi tedirginliğe sürüklüyor.
Mevcut cezaların caydırıcılıktan uzak kalması, tehditlerin dozunu daha da tırmandırıyor.
Geçiş üstünlüğünü sürekli kendinde gören trafik suçluları, diğer sürücülerin, yayaların ve kuralların önemini hiçe sayıyor.
Başakşehir, kaostan payını alıyor.
Başakşehir halkı, barış dolu, medeni, toplumsal kültür seviyesi yüksek günlerin özlemini çekiyor.