.
 

Vip Röportaj
  Yorum Yap     Arkadaşına Gönder     Yazdır
     
bahçeşehirşelalevillalarıismailçiçinkenteihanetegeçityokemsalartışlarıbaşakşehirbelediyesi

KENT HAKLARIYLA GÜÇLÜDÜR

Bahçeşehir sakini, şehir plancısı İsmail Çiçin, Şelale Evleri villalar bölgesinde gündeme gelen emsal artışı, imar uygulamaları ve olası sonuçları hakkında konuştu.
Yer Bahçeşehir.
Gündem imar.
Eski çevreciler rant peşinde, sistem kazanç derdinde.
Şelale evleri 251 Ada 1 Parsel’de bulunan 14 villa, konut projesine dönüştürülmek isteniyor.
Komşular arasında muhalifler olsa da, salt çoğunluğun teklife sıcak bakması, yeni beton yoğunluğunun gerçeğini fısıldıyor.
Müteahhit gözüyle, 30 yıl önce imal edilmiş kent yapısının, güncellenmesi, yenilenmesi, elden geçmesi gerekiyor.
Yık 14 villayı, dik 220 konutu, yap binayı.
Paylaş hasılatı, büyüt kazancı, katla parayı.
Tabi bu işe itiraz edenler var.
Yeter artık diyenler.
Riyakarlıktan bezenler.
Kentin çöküşünü hazmedemeyenler.
Aileler, yurttaşlar, sakinler, sorumluluk hissedenler.
Komşu inisiyatifi, 29 Ekim Cumartesi sabahı, saat 11.00’de Gül bloklarında yan yana geliyor.
Toplantıya katılacak sivil toplum kuruluşu temsilcileri, bina, blok yöneticileri, basın emekçileri, avukatlar kente reva görülen uygulamaları enine boyuna irdeliyor.
Atmosferin giderek ısındığı bir ortamda;
Konuyu duygusallıktan arındırmak, kişiselliğe yaslamamak ve objektifliği korumak adına, durumun ana iklimini bir bilene sorduk.
Şehir plancısı sayın İsmail Çiçin’in paylaştığı bilgiler doğrultusunda, Şelale dosyasına ışık tuttuk.
Başlıyoruz.
Tek tek, tane tane, detaylıca anlatıyoruz.
--Şelale villalarındaki imar hesaplarını nasıl yorumlarsınız?
Şehircilik kavramı iki temele dayanır.
Bir yanda yasal dayanaklar, diğer uçta ilkeler vardır.
20-25 yıl önce düşünülen, hesap edilen, onaylanan, kabul gören planlar bu günün gerçeğiyle açıklanamayacağı gibi, 10 sene sonrasında gelişecek muhtemel süreçleri de kapsamayabilir.
Yani siz geçmişteki yoruma dayandırılan emsal artışını, çevre kirliliği bakımından, nüfus katılımı açısından, altyapı değerleri yönünden, ulaşım kriterleri cephesinden başka ölçümlere göre hesaplamış olabilirsiniz.
Günümüzün koşulları aynı doğruları ve sonuçları göstermeyebilir.
Bu nedenle mevcut tabloya daha geniş, daha bütünsel bakmak gerekir.
--Benzer örnekler başka yerlerde yaşanıyor mu?
Elbette. Örneğin benim de yaşam sürdüğüm Eston Şehir bölgesinde.
Orada 0.50 olan imar 0.70’e yükseltildi.
Yerim, arazim, evim olmasına rağmen itirazda bulundum.
Emsal ilişkilerini kurgulayanlar, yandaş kanalıyla yeni kazanımlar yaratmaya odaklananlar, ucube fikir ve niyetlerini bu kadar rahat somutlaştırılmamalı.
Bahçeşehir’i rezerv bölgesi ilan edeceksin.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkisine vereceksin.
Sonra da farklı gerekçelerle emsal artışı ve imar talebiyle karşımıza geleceksin. Fazla mal göz çıkarmaz mantığının arkasına gizleneceksin.
Eston Şehir’de imar hakkı 0.50’den 0.70’e yükselmesine rağmen, hiçbir oturumcu ekstra kat çıkmadı.
Genel kaliteyi ve görünümü bozacak şekilde davranmadı.
Kişisel menfaat tercihini aykırılık teşkil edecek biçimde kullanmadı.
Gelecekte ne olur bilemeyiz ama, Şelale villalar bölgesinde de durum aynı. Kimse, halkın iradesini yok sayarak öne çıkmamalı.
--Neler yapılabilir?
Bundan önce Şelale Park örneğinde gördük.
Başakşehir Belediyesi, kamuya ait bir alanı, spor, gezinti, dinlenme amaçlı kullanılan bir yeri, özel şirkete restaurant kafe olarak kiraladı. Rant yarattı. Bahçeşehir’in duyarlı vatandaşları 30-40 kişi de olsa, belediye dayatmasını kabul etmedi.
Sürecin ana sıkıntılarını derinden hissedecek komşular bizleri balkondan seyrederken, yanımızda durmayı ihmal ederken, kararlı mücadele sonunda, Başakşehir Belediyesi’nin hukuksuz tavırları boşa çıkartıldı.
Şimdi sırada Şelale evleri villa bölgesi var.
Halk sağlam dayanışma sergilediği sürece, hiçbir kuvvet sözü edilen inşaatları oraya yapamaz.
Sermaye, halka rağmen, halkla inatlaşarak yol alamaz.
--Özel mülkiyet hakkı neyi kapsıyor?
Bahçeşehir’in tam kalbinde sayılabilecek bir yerde, kısa katlı yaşam alanlarının yüksek katlı bloklara çevrilmesinden bahsediyoruz.
Yeni konut projelerine, beton kütlelerine itiraz eden insanlar, kişilerin özel mülkiyetine dair bir eleştiri getirmiyor ki!
Arazilerine göz koyulmuyor mesela.
Tapuları ellerinden alınmıyor.
Zamanında villalarını satın almışlar.
Yasal hakları fazlasıyla korunuyor.
O parseldeki malikler böylesine devasa bir proje üretiminden doğacak olumsuz durumlara kulak asmadan, olaya salt özel mülkiyet hakkı olarak bakarlarsa yanılırlar.
Biz bunu çirkin hak, adaletsiz hak olarak tanımlıyoruz.
--Şehircilik boyutundan süreç nasıl görünüyor?
Şehircilik, mimardan, mühendisten, şehir planlayıcısından ibaret değildir. Salt metayla ilgilenmez. Sosyal boyutu olan bir meslektir.
Avrupa’da, gelişmiş ülkelerde halkın istemediği bir şeyi asla gündeme taşıyamazsınız, uygulama planınıza alamazsınız.
Tretuvarın rengini bile değişirken halka sormak zorundasınız.
Halktan kopuk, halktan bağımsız yönetmeye kalkarsanız, kamuoyu baskısıyla karşı karşıya kalırsınız.
Projeler, çevre etkileşim değerleri ile analiz edilir.
Çevre değerleri üzerinden farklı problemlere sebep yaratacak
unsurlar varsa, örneğin yoğunluk aşırı artıyor, ekoloji bozuluyor, altyapı imkanları yetersiz geliyor, kirlenme çoğalıyor ise, durumdan etkilenen insanların, yeni projeye dair inşaat ruhsatına itiraz etmek hakları vardır. Yazılı dilekçeler verilir. Cevap olumsuz dönerse, mahkemeye gidilir.
Yürütmeyi durdurma talebiyle gelişecek karşı duruş her yönüyle önemini hissettirir.
--Tavsiyeleriniz?
Ben toplumcu dilden yanayım.
Kendi haklarımın yanı sıra, komşu haklarının da korunması noktasında irademi ortaya koyarım.
Bina projesi başlayacak parselde oturanların arasında sevdiğimiz insanlar olabilir. Onlar da bizi sevsinler ve bu gereksiz rant iştahından vazgeçsinler.
İş inatlaşma tüneline girerse, kapitalizmden yana olanların karşısına, halkın tarafında olanlar çıkar.
Arazi sahipleri kendilerini imtiyazlı zannetmemeli.
Onlar orayı özel villa olarak aldılar.
Mülkiyetleri kaybolmuyor.
Kimse kimsenin yerine göz dikmiyor, el koymuyor.
Ortaya çıkan halk dayanışması ve kenetlenme, doğayla barışık, kent sevdalısı insanların oluşturduğu net irade, kuru laf üretenlere her yönüyle cevap veriyor.
Gün birlik zamanı.
Çözüm, güç birliğini yükseltmekten geçiyor.
 
Yorumlar
Yorum Yap






Bu habere henüz yorum yapılmamış.

Yorum Yap'a tıklayarak ilk yorumu sen yapabilirsin.









 
 
 
KÖŞE YAZARLARI
İbrahim Dinç
Bizlik Haller
Erol Turan
Tecrit İnsanlık Suçudur
Esat Korkmaz
Maraş Katliamı
Ebru Öztürk
Mor Gün
Şirvan Yücel
Merak Dedikleri
Hakan Zat
Şelale’de Gizli Ajandalar
POPÜLER HABERLER
BOĞAZKÖY CAMİİ ...
Göletin Yakışık...
KÖFTECİ YUSUF T...
SOĞUK HAVALARA ...
​BAŞAKŞEHİR ŞER...
ŞELALE PARK’TA ...
​MERHAMET DEĞİL...
KAYAŞEHİR'DE ÇE...
GÜVERCİNTEPE'DE...
Tümü
SON HABERLER
USTAYA BÜYÜK ON...
USTAYA BÜYÜK ON...
BU DUYGU ÇOK BA...
BU DUYGU ÇOK BA...
Tümü
Haber bilgisinin gönderileceği e-posta adresini giriniz.
  Gönder  
 
  İptal  
 
 
rss facebook  Twitter

Gündem | E - Gazete | Köşe Yazarları | Vip Röportaj | Referanslar | Bize Ulaşın
ANASAYFA | FOTO GALERİ | VİDEOLAR | ANKETLER | KÜNYE | SİTENE EKLE | İLETİŞİM


Pikare 2024
Yeniliklerden Haberdar Olmak İçin
Valid CSS! Valid XHTML 1.0 Transitional