BASINA VE KAMUOYUNA!
Yakanları da, aklayanları da, katilleri serbest bırakanları da affetmeyeceğiz!
Faşist ve Şeriatçı Kuşatmaya Karşı:
Laik, demokratik Türkiye İçin 2 TEMMUZDA SİVAS'TAYIZ,
ALANLARDAYIZ...
İnsanlık tarihinin en kara, en utanç verici katliamlarından biridir Sivas Madımak Katliamı.
Bu topraklarda direnişin simgesi, Alevi inancının hak, hakikat ve adalet yolundaki temel direklerinden biri olan Pirimiz Pir Sultan Abdal’ın anısına düzenlenen etkinliklerin dördüncüsünde, semah dönen
gençlerimiz, ozanlarımız, yazarlarımız, sanatçılarımız, aydınlarımız, halkın vicdanı ve geleceği olan 33 canımız 2 Temmuz 1993 Cuma günü Madımak Oteli’nde
yakılarak katledildi.
Katillerin sloganlar eşliğinde yaklaştığı, güvenlik güçlerinin seyirci kaldığı, dönemin siyasi iktidarının sessizliğiyle gölgelenmiş bu katliam, sadece Türkiye'nin değil, insanlık tarihinin kara lekesi; bu coğrafyada farklı olana, inanca, düşünceye, aydınlığa ve insanlığa karşı işlenmiş bir insanlık suçudur.
Bu vahşi katliamın üzerinden 32 yıl geçti.
Ama ne acımız azaldı, ne de öfkemiz dindi. Çünkü adalet yerini bulmadı.
Katillerin büyük bir bölümü cezasız kalırken ceza alanlar affedildi, serbest bırakıldı. İnsanlığa karşı işlenmiş bir dava, zaman
aşımına uğratıldı.
Sivas'ın öncesinde yaşanan katliamlarla da, Sivas'la da, sonrası yaşanan katliamlarla
da yüzleşilmedi.
Yaşanmış hiç bir katliamla hesaplaşılmadı. Hesabı verilmedi.
Çünkü katiller, bizzat siyasi iktidarlar tarafından korundu.
Bu tür cinayetler ve cinayet şebekeleri, gerici, ırkçı, faşist çeteler, örgütler cesaretlendirildi, dolayısıyla katliamlar teşvik edildi.
Katiller ve onları koruyup kollayanlar,
devlet protokollerinde yer buldu.
Sivas Madımak Katliamı buna verilecek en bariz örnektir.
Sivas katilleri ve onları savunan avukatlar el üstünde tutuldu, ödüllendirildi.
Çünkü Sivas'ı yakanlar da aklayanlar da aynıydı.
KATİLLERİ TANIYORUZ
Değerli basın emekçileri, sevgili dostlar!
Katilleri de, bu katliamı planlayanları da,
sklayanları da tanıyoruz.
Zihniyetlerini biliyoruz.
Ülkemizin ve hatta dünyanın geleceğini karartmak isteyen bu zihniyet ile mücadelemiz yeni değildir.
Tarihimiz bu anlayış ile mücadele tarihidir. Tarihin hiçbir döneminde karanlığa teslim olmadık, bundan sonra da olmayacağız. Yüzleşme ve hesaplaşma olmadan bu topraklara barış ta, demokrasi de, özgürlük de gelmeyecektir.
2 Temmuz'un hesabı sorulana kadar, Sivas için adalet, herkes için adalet mücadelemizi büyüterek devam ettireceğiz.